Herkes eşit şartlarda bu dünyaya gelmese de herkese aynı değerde verilmiş bir şey vardır: Zaman. Belli bir miktar paranızı kaybetseniz bile ilerleyen zamanlarda kaybettiğiniz parayı tekrar kazanma fırsatınız olabilir. Faka…
Herkes eşit şartlarda bu dünyaya gelmese de herkese aynı değerde verilmiş bir şey vardır: Zaman. Belli bir miktar paranızı kaybetseniz bile ilerleyen zamanlarda kaybettiğiniz parayı tekrar kazanma fırsatınız olabilir. Faka…
elimde bir zakkum çiçeği tutuyorum ama öyle bakmaya, koklamaya değecek güzellikte değil yine de elimde tutuyorum son nefesinde güzelliği üstünde olmasa da ellerimde tutmaya devam edeceğim diyorum sonra bir rüzgar çıkıyor çiçeğin bir yaprağı dayanamayıp uçup gidiyor içi…
Her günün sonunda vedalaşıyoruz kendimizle. Kum saatindeki kumlarda kaybolup giderken kumun aktığının farkına belki geç varıyoruz belki de varamıyoruz. Zaman bize bir şeyler katarken bir şeyleri de bizden alıveriyordu. Denizde avuca alınan kumları düşünüyorum. …
BIBI-BAD SAD AND MAD Sadece tek bir cümle ile bu şarkıyı anlatabilmem pek mümkün olmasa da Bibi'nin kendine özgü stiliyle bu şarkı çok farklı bir boyutta. BLOO - Downtown Baby Bir kere dinlemeniz yeterli üzerinden zaman geçse de açıp açıp dinleyebileceğiniz bir ş…
Sultanahmet ,2018 ''Çevresindekiler azaldıkça değil, kalabalıklaştıkça yalnızlaşır insan.'' - Dücane Cündioğlu (Motto)
Yaşadığım şehirde kısıtlamalar biraz hafifletilince aylar sonra arkadaşımla buluşma fırsatını yakalayabildik. İnsanların aynı şehirde olduğu halde yüz yüze buluşmaya hasret kalacağı kimin aklına gelirdi ki? Şimdi bir cumartesi gününden geriye kalanlar... Bir cuma…
Hayata her gün yeniden başlıyoruz. Takvim yaprakları devrilirken, zaman da bizden bir şeyler deviriyor farkında olsak da olmasak da. Gece gündüz birbirini kovalarken, akıp giden zaman bizi de bir girdaba sürüklüyor. Kimi zaman kendimizi, kendimizle mücadele halinde b…
Toplumu koyduk mikroskoba başladık incelemeye... İyinin ezik, kötülerin güçlü gösterildiği bir insanlık içerisinde yaşadığımız acı bir gerçek. Kalp kırmayı kendisine alışkanlık haline getirmek, vurdumduymaza yakışan bir davranıştı. Parçalanan kalbi onarmak, kırma…
Yazılarımdaki üç noktalar kafamın içinde kelimelere dökülebilirken bunu kalem ile ya da klavye ile aktardığımda yarıda kesiliyordu. Treni yakalamak için koşarken soluk soluğa kalmak gibi bir şey olsa gerek bu durum. Belki de kafamın içindekiler dış dünyaya doğmak ist…
Okuduğum kitapları aylık olarak blogumda yazma fikri bu yılın başlarına doğru zihnimde belirdi. Her ne kadar okuduklarımı not defterimde yılık olarak listelesem de dijital ortamda bulunması da kolaylık sağlayacaktır diye düşünüyorum. Ben genelde kitap hedefi…
En çok da yol kenarındaki çiçekler için üzülüyorum. Otobüs camından bakarken fark ettiğim toz duman arasında kalmış çiçeklerden bahsediyorum. Tozun dumanın arasında varlığını sürdürmeye çalışan çiçekler...Kim için varlığını sürdürüyor? Eğer insanlar içinse ne yazı…
Ben Bilge.
Monologlarımı, okuduğum kitapları, izlediğim filmleri, gezdiğim yerleri, bitkilerimi, hikayelerimi ve dahasını, defterime karaladıklarım olarak, burada bulabileceğin yere hoş geldin.
peubilgee@gmail.com