Yazıyorum siliyorum ve tekrardan yazıyorum. İşte bu hikaye böyle başladı...


      Yemyeşil çimenlerin üzerinde kardeşini yakalamaya çalışan kıvırcık saçlarının rüzgarda savrulduğu küçük bir kız, güneşin parlak, bulutların süt gibi beyaz olduğu bir günde kelebeklerin peşinden koşuyorlardı. Yakalamak istediği kelebeği evlerine götürüp orada mutlu bir hayat süreceklerini düşünüyordu ah bir yakalayabilseydi. Oysaki kelebeklere biçilen yaşam ömrünün sadece bir hafta olduğunu bilmeden bu saf hayallere kapılıyordu. Mutlu olmayı çok sevse de büyüyünce içinin gözyaşı, gözyaşlarını bastırmak için dışının ise gülümseme kıyısına vuracağını bilmiyordu. Belki bunları bilseydi daha çok mutlu olurdu ve daha çok gerçekten gülerdi. Büyüyünce kötü insanlarla karşılaşacağını bilseydi çocukluğunda kalmak için savaşlar verirdi. Onu madden ve manen sömürecek, hayallerini çalacak, zararlar verecek kişilerle savaşlar verecek ve tıpkı bir otobüs yolculuğu gibi onları uygun durakta indirecekti. Kendisini yiyip bitiren insanlara dur diyecek mücadelesini başlatacaktı. Kabuğundan sıyrıldıktan ve etrafında az ama öz insanlar hayatında olduktan sonra kazanan olacaktı. Savaştığına değecekti. İnsanların aslında ne kadar aldatıcı olduklarını anladığında çok genç bir yaşta olacaktı. 

     İnsanları aptal yerine koymaya çalışanların aslında çabalarının ne kadar gülünç olduklarını onlara bir bir bildirecekti. Çünkü dünyalarını tersine çevirecekti. Zehirlerini başkalarına akıtan insanları, içinde akıttıkları zehirden dolayı zehirlenmiş olarak bulacaktı. Oysa ne kadar kolay gelirdi rol kesip bu insanlara karşı oynamak ama bunu yaparsa biliyordu ki onlardan farkı olmayacaktı. Her şeyin sebebi olduğunu bildiğinden dolayı, başından geçenlere asla isyan etmeyecekti. Aksine bunca şeyden ders aldığı için kendini mutlu hissedecekti. Hayatındaki doğru insanları bulduğu için her zaman müteşekkir hissedecekti. 

    Beş yaşından beri onu bırakmayan biricik dostlarına sarılacaktı: kitaplarına. Okuma tutkusunu çocukluğundan beri kaybetmeyecekti. Kitaplardan dolayı kendisini ağlarken, kızarken, sevinirken ve daha birçok duygu selinde bulacaktı. En sevdiği yerlerden biri olan kitapların yuvası kütüphanelerde bulacaktı kendini.Kitapları çizmek yerine alıntılarını defterine aktaracaktı. Bir de kedi tutkunu olacaktı. 



        Hayallerinin peşinden gidecekti çünkü ona bu şekilde öğretilmişti. Hikayesinin başlangıcı...
                                         
 
                                Tekrar buluşacağımız güne dek hoşça kal 
                                            





7 Yorumlar

  1. Kalemine sağlık, ne güzel yazmışsın. ^-^

    YanıtlaSil
  2. likeaserenity11 Ekim 2020 08:52

    Kötü insanları uygun bir durakta indirip biricik dostlarımıza sımsıkı sarılalım�� kalemine sağlık ilgiiyle devamını bekliyorum��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. likeaserenity,
      sımsıkı sarılalımm ♡ teşekkür ederiim

      Sil
  3. İlkay,
    Teşekkür ederim güzel yorumun için :) Hoşbulduum ^_^

    YanıtlaSil
  4. aramıza hoşgeldiin. vallahiiii nefis bir ilk yazı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deeptone,
      teşekkür ederiim, hoşbulduum :)

      Sil