Bazı insanlar şunun farkında olmasa da günümüzde benlik savaşları veriyoruz.Kendi benliklerini kaybediyor olduğunun şuurunda olmayan birçok insan var ne yazık ki. Başlıca sebeplerden biri de dijital platformlar. Şu kişi gibi davranmak,konuşmasını taklit etmek, giydiklerinin aynısını almak ve daha bir çok yönüyle o kişiyi kendi içine yedirmek. Aslında bu durum sadece dijital ortamlardan da kaynaklanmıyor.Kendi kişiliği, benliği oluşmamış insanlar etrafındaki insanları örnek alayım derken taklit batağında buluyorlar kendilerini ne yazık ki. Haliyle kendi kişiliklerini kaybediyorlar. İşin komik yani bu kişiler taklit ederek ulaştıkları noktaya, kendi hamuruyla vardıklarını düşünüyorlar. Malesef ki bir kişinin konuşmasını, giydiklerini, sevdiklerini, hobilerini vs. taklit ederek kendinden parçaları da kendine unutturmuş olursun. 

 Her bir kar tanesinin bile birbirinden farklı olduğu şu hayatta milyonlarca farklı insan hayatlarını sürdürürken neden bir başkası olmak ister ki? Yaratılış olarak bambaşka yaratılmışız ki bu sadece fiziksel görünüşümüzle sınırlı kalmıyor. Herkesin kişiliği bambaşka. Gökyüzüne baktığında bugün gördüğün bulutu ertesi gün tekrardan görebiliyor musun? Doğada bile eşi benzeri bulunamazken bu insanların taklit uğruna kendi kişiliklerinin mezarlarını kazmasının sebebi ne? 

 Bunun üzerine çok düşündüm ve bu insanlar için cevaplar aradım. Sanıyorum ki bu insanlar kendilerini bulabilmek için herhangi bir uğraş göstermediler hal böyle olunca da en yakınında gördüklerini kopyalaya kopyalaya oluşmayan benliklerini başkalarınınkiyle oluşturdular. Tabi bu durum onlar için en kolay yöntemdi. Bir işin kolay olması o işin doğru olması demek de değildir. Başkalarını taklit eden insan, henüz belki oluşmamış, belki oluşma aşamasındaki kişiliğini yaktığını ve küllerini havaya saçtığının farkında bile değildir. 

 Aynada gördüğün kişi gerçekten sen mi?                                                  Taklit bir prangadır.                   
                                                                                                                         




                                                                 Tekrar buluşacağımız güne dek hoşçakal

10 Yorumlar

  1. Epey zamandır, tüm fikirlerine harfiyen katıldığım bir eleştiri yazisi okumamıştım... Her kelimesine katılıyorum. Ben de kendini blogger olarak nitelendiren instagram şeysi'lerinin (adi herneyse) doğallıktan uzak oluşuna, bir de anne olmayı reklam malzemesi haline getirmelerine dair bir yazı paylaşmıştım geçtiğimiz günlerde. Gercekten insanların yapmacikliklari herseyde olduğu gibi sosyal medyada da mide bulandırır oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bigudili Anne Blogger,
      Teşekkür ederim güzel yorumun için. Ne yazık ki günümüzün kanayan yaralarından biri, üstelik durumun ne kadar vahim olduğunun farkında bile olmayan insanlar var.

      Sil
  2. O kadar güzel anlatmışsın ki... Başka nasıl yazılırdı bilemiyorum. Bir de merak ettiğim acaba bu tarz insanlar yaptıklarından ötürü bir suçluluk duyuyorlar mı veya aynaya baktıklarında mutlu hissediyorlar mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birpembesever,
      Ben bu insanları şu şekilde nitelendiriyorum; akıntıya kapılmış, boğulma tehlikesiyle karşı karşıya olmasına rağmen hayatını güllük gülistanlık içinde sürdüreceği hususunda şuursuzlar. Ne yazik ki suçluluk duyduklarını sanmıyorum dediğim gibi şuursuzluk........

      Sil
  3. Çok güzel bir anlatım olmuş. Taklite son derece karşıyım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. minikmini,
      Teşekkür ederiim. Ben de öyle düşünüyorum ayrıca bu bataklıktaki insanların tedavi de olması gerekli bence.

      Sil
  4. O insanlar tedaviye cevap vermez bence...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. minikmini,
      Maalesef ki... Kendileriyle savaş vermeleri gerek ki bunu yapabilecek güçleri olduğunu da sanmıyorum bu insanların .

      Sil
  5. nefis ve doğru bir yazııı ne güzel düşünceleeer :)

    YanıtlaSil