Hiç unutmuyorum bundan yıllar önce, orta okulda iken görsel sanatlar dersi için yapmamız gereken bir ödev vardı. Herkes, kendi isteğine göre ünlü bir ressamın eserini yapacaktı. Öğretmenimiz sanatçılara dair sunumlar yapardı ve sanatçıların eserlerini tanıtırdı. O zamandan bu zamana beni çok etkileyen ünlü ressam Vincent Van Gogh'un eserini yapmaya karar verdim. Önce eserlerini araştırdım ardından yapabileceğimi düşündüğüm eserini seçtim ve gerekli malzemeleri ayarladım. 

  Kabataslak çizimi derken boyaları hazırlamak sonra da renkleri oluşturmak... Süreç çok keyifli ilerliyordu benim için. Fakat renkleri karıştırırken bir yerde hata yapmıştım. Kahverengi rengi koyuya çalmıştı. Elimden geldiğince düzeltmelere başlamıştım. Uzun uğraşlar sonucunda sonunda resmimi bitirmiştim. Sonuçla da gurur duyuyordum çünkü gerçekten benzemişti. Sadece bu benzerliği değil çabamı da fark etmiş olacak ki öğretmenim okul koridorundaki panoya  yaptığım resmi asmaya  layık görmüştü. 

  Yaptığım resmin hiçbir yerine adımı yazmamıştım gerek de duymamıştım. Birkaç gün geçince yaptığım resmin üzerinde başka birinin adını gördüm.Bir yanlışlık olmalı diye düşündüm ve adı yazan kişiyi buldum. Ortada bir yanlış anlaşılma yokmuş o kişiye göre ve yaptığım resim ona aitmiş. Şaka yapılıyor diye düşündüm. Benim yapmış olduğumu defalarca söylememe rağmen bu kişi ise aksini iddia ediyordu. Resmimdeki hata bile duruyordu o kadar emindim ki benim olduğuna. Bu şuursuz kişiyi ikna edemedim. 

  Bir gün, iki gün... Günler geçerken panoya her baktığımda yaptığım resmin altında başka birinin adını görmek... Buna daha fazla katlanamadım. Bir gün panodan resmimi çıkardım ve eve getirdim. Her ne kadar adımı yazmasam da o resim bana aitti. Kimseyi inandırmak zorunda değildim fakat inandırmak için de uğraşmak zorunda kalmıştım. 

   Çocukken karşılaştığım bu olayın hatırımda kalmasının en büyük sebebi buna benzer olayların tekrarlanarak sürmesi olsa gerek. İnsanlar özgün olmak yerine hazıra konmayı tercih ediyorlar. Belki bu rahatlıkla büyütüldüler belki de sonradan kazandılar bu alışkanlığı. 

  Çaldıkları aslında kendileriydi... ''Kendi'' olmayı başaramamış, olgunluğa erişmemiş insanlar çalıyordu ve aklınca en kısa yoldan hazıra konuyordu. En yüzsüzleri de fikir, hayal ve duygu çalanlar...

                                         Tekrar görüşene dek hoşça kal...

13 Yorumlar


  1. Hayatta da öyle, söylediğin gibi... hazira konmaya calisan insanlar. Fikirlere, eserlere, başarılara, guzel olan her ne varsa... altına imzasını kolay yoldan atmaya çalışan birsuru hazirci. Somut bir örnekle küçük yaşta karşılaşmışsin. Kalani da hayat boyu devam ediyor işte, hepimiz için, maalesef...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bigudili Anne Blogger,
      Küçük yaşta karşılaşmam bir nevi iyi olmuş diye bakıyorum. Bu tarz insanlara karşı bağışıklık kazanmamı sağladı. İnsan zaten çoğunlukla tüketen bir varlıkken, üretmesi gereken şeylerde bile başkalarının ürettiklerini çalarak bir şeyleri elde etmeye çalışması.....

      Sil
  2. İnanılacak şey değil. İnsanları asla tanıyamayacağız...

    YanıtlaSil
  3. İlkay,
    Kesinlikle en korkunçları da sinsi olanları. Küçük yaşta kendini belli edeniyle karşılaştım , ileriki yaşlarımda da sinsileriyle... Hayat tecrübesi kazanmış oldum -.-

    YanıtlaSil
  4. alla alla yaa ne tuhaf neden böyle bişi dedi yani çok saçma yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deeptone,
      Yıllar geçmesine rağmen ben de anlamlandıramıyorum bu olayı :D

      Sil
  5. Dünya kendi etraflarında dönüyor gibi yetiştirirlerse çocukları böyle olur. Sen erken tecrübe etmişsin böyle bir insanı. Fena da olmamış hani :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anna,
      Evet tam olarak bu. Bütün istekleri anında gerçekleşerek büyütüldüklerinden egolarında yüzüyorlar. Erken tecrübe etmek iyi oldu :)

      Sil
  6. Etik ve ahlâk herkeste olan veya herkesin aynı derecede umursadığı şeyler değil maalesef. Şanslısın; çünkü bunun bilincine varabilmiş insanlardansın :) İnsana değer katıyor böyle şeyler :) Neşeli sevgilerle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlu Anlar Koleksiyoncusu,
      Çok yerinde bir çıkarımda bulunmuşsun. Erken yaşlarda tecrübe etmek farklı bir bakış açısı kazandırdı. İnsanlar çeşit çeşit.... Sevgiyle kalın :)

      Sil
  7. Son paragraf aslında her şeyi özetlemiş, bomboş tipler bunlar. Ancak çevreye zararlılar ve cezasını görmeliler. Bence öğretmen onun adını çizip seninkini yazmalıydı, sergilemeye değer bulan kendisiydi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tosbağa günlüğü,
      Kendilerine bir şey katamadıklarından başkalarına ait olanlara göz dikiyorlar. Çevreye zararları çok, kendilerine olan zararları ise daha çok. Başkalarından çaldıklarıyla kendilerine sahte bir benlik oluşturmak onları acizleştiriyor... Nasıl bir kafa yapıları var gerçekten hayret ediyorum bazen :D

      Sil